14 Eylül 2012 Cuma

acı sükut...

Sen sussanda ben bilirim içindeki yangını.
  ne demiş Şair;
 
"İçimde kaynayan bir mahşer var
Bu mahşer bir de annelerin kalbinde kaynar"
 
İşte ona inat; iyi olacak anneler,
iyiyim dedikçe çocuklar ..
 
by

al ömrümü...


Günü gelir sende benden çekip gidersen
Gidipte birdaha gelmeyeceksen
Al ömrümü, koy ömrünün üstüne
Senden gelsin ölüm başım üstüne
Yüreğini koy avcunun içine
Senden gelsin ölüm başım üstüne

Yüreğini al avcunun içine
Senden gelsin ölüm başım üstüne

Ellerini ellerimden alıp gidersen
Gidipte bir daha dönmeyeceksen
Al ömrümü, koy ömrünün üstüne
Senden gelsin ölüm başım üstüne
Yüreğini koy avcunun içine
Senden gelsin ölüm başım üstüne

Yüreğini al avcunun içine
Senden gelsin ölüm başım üstüne...
 
Seslendiren: Kubat
Düzenleme: Gökhan Kırdar
Söz -- Müzik:Cevdet Bağca
Bağlama: İsmail Denker
 

4 Eylül 2012 Salı

şem ile pervane...

...VE derken akşam oldu

Şem ateşini söndürdü

Pervane kanatlarını indirdi.

İkisinin d gözleri kanlı, sineleri hasretlik acısıyla doluydu.


Ne canı sakınma telaşı, ne Ölüm korkusu; ikisinde de ayrılık yarası ve bir daha görüşmeme tasası vardı.

Şem gözlerden uzak bir kuytuda eriyor, Pervane, kederinden toprağa kapanmış bir Ölü gibi yatıyordu.

Rüzgârın uğultusu çınlıyordu havada ve kaldırdığı toz dumanın sisi vardı her yanda.

Bir bıçak gibi işliyordu ayrılık Şem ile Pervanenin bağrında; tehlikenin geçip geçmediğinden haberleri yoktu, birbirlerini merak ediyorlardı takıldıkları ağlarda

Ayrılık ve hasretlik yazgılarına mührünü vururken, aradan gecen zaman bir zindan gibiydi. Şem de unutulacağını sanıyordu o zindanda Pervane de.

Ve her ikisi de zannın yaraladığı gönüllerle sesleniyorlardı birbirlerine.

şem ile pervane kitabından

şem ile pervane...





Kıvılcımlar ve akan gözyaşları arasında

Pervaneyi yalnız bırakmayan ateş göründü.


Şem, Pervane’yi görünce ateşi bir yol gibi uzadı.

Pervane, Şem in ateşten yoluna döktü varlığını: canı şen, kanatları şen... Hızla atıldı Şem in ateşine.

Adanış vardı gelişinde.

Ve sinesini ateşe çala çala döndü. Şem de yok oluş vardı dönüşünde.

Bir kez daha en baştan yakmaya başladı Şem.

Bir kez daha yanmaya başladı Pervane.

Önce yüreği tutuştu, sonra kanatları; döndü, döndü, döndü...

Şem şefkatle bağrına bastı Pervaneyi, bütün Özlemleri silen bir ateşle sarıldı ona.

Ateşin harareti hem Şem i kuşattı, hem Pervane yi.

Yakmaya arzuluydu Şem, doya doya yaktı.

Yanmaya aşinaydı Pervane, döne döne yandı.

şem ile pervane kitabından